Siege and Storm/ Leigh Bardugo
 (Grisha #2) Martı Yayınları

Arka Kapak:
 En güçlü Grishalardan biri olan Güneşin Elçisi Alina Starkov, Karanlıklar Diyarı'nda yaşanan faciadan kaçıp arkadaşı Malyen'le birlikte, arkasında bıraktığı dünyanın karmaşasından uzak kalacağını düşündüğü bambaşka topraklara doğru yola çıkar. Ancak kaderinden ve geçmişinden kaçmak sandığı kadar kolay olmayacaktır. Karanlıklar Efendisi yenilediği gücü ve ölümcül planlarıyla yeniden karşısına çıkmaya hazırlanmaktadır. Alina'nın Karanlıklar Efendisi'ni yenmek ve terketmek zorunda kaldığı Ravka'yı özgürlüğüne kavuşturmak adına gereken güce ulaşması için uzun ve tehlikelerle dolu bir yolculuğa çıkması gerekecektir.



  Kuşatma ve Fırtına, Leigh Bardugo'nun 2013'te yayınlanan, Grisha serisinin devam kitabı. Serinin ilk kitabı Gölge ve Kemik (Shadow and Bone) seriye çok güzel bir başlangıçtı ve bitişiyle de okurları merak içinde bırakmıştı. İlk kitapta kitabın ana kahramanı Alina Grisha olduğunu, hatta Grisha'ların en güçlülerinden, Güneşin Elçisi olduğunu öğreniyordu. Kendini çok basit biri olarak gören ve hayali kartograflık olan bir kız için tabii ki bu yaşadıkları onu şaşkınlığa uğratıyordu. Karanlıklar Efendisiyle tanışması, onun hain planlarını öğrenmesi ve sorumluluklarının verdiği yük, onu kitabın sonunda en yakın arkadaşı ve ilk aşkı Malyen ile kaçmaya zorladı.
  İkinci kitapta Alina ve Malyen herşeyden kaçtıklarını ve sonunda normal insanlar olacaklarını düşünürler. Ama tabii ki yanılıyorlardır çünkü Karanlıklar Efendisi'nin Alina'nın peşini bırakmaya hiç niyeti yoktur. Çünkü Karanlıklar Efendisi yarım kalan işini bitirmek ve Karanlıklar Diyarını büyütmek istiyordur.


  Karanlıklar Efendisi Alina ve Malyen'i ele geçirince onları Sturmhound adlı bir korsanın gemisine kaçırır ve gemi mürettebatıyla birlikte kuzeye doğru yola çıkarlar. Karanlıklar Efendisi' nin amacı ikinci büyüteç olan deniz kırbacının pulunu bulup Alina'nın gücünü 1500'e katlamak. Yani bu adamın emelleri için yapmayacağı şey yok. Ama ne oluyorsa burdan sonra oluyo işte.

                                               *******SPOILER ALERT********
         Geminin kaptanı ve korsan olan Sturmhound, Karanlıklar Efendisi ve Grishalarını bozguna uğratarak ikinci bir gemirle Alina ve Malyen'i alıp götürüyor. Onlara da Karanlıklar Efendisi'ni daha iyi teklif veren biri için sattığını söylüyor. Hep beraber Ravka'ya dönünce de gerçek ortaya çıkıyor. Bizim bildiğimiz ukala Sturmhound meğer Ravka Kralı'nın oğlu, Prens Nikolai'miş. Prensin amacı da tabii ki Alina'nın gücünü kullanarak Karanlıklar Efendisi'ni yenmek ve ülkesini kurtarmak.
                                                        *******************
  Alina'nın günleri sarayda çok zor geçer. Bir yandan ikinci orduya kendini kanıtlamaya çalışırken bir yandan da Malyen ile arasında oluşan uçuruma çözüm bulmaya çalışır. Bütün bunlara ek olarak Karanlıklar Efendisi de bir görünüp kayboluyor, Alina'yı delirtmeye çalışıyordur.
   Nikolai'nin doğum günü tüm olayların patlak verdiği gün olur. Nikolai'nin abisi Vasily'nin aptallığı yüzünden Karanlıklar Efendisi ve müttefikleri sarayı basar ve yıkılmadık taş bırakmazlar. Ayrıca Karanlıklar Efendisi hiç olmadığı kadar güçlüdür ve yırtıcı yaratıklar yaratmaktadır. Karanlıklar Efendisi savaşın sona ermesi ve daha fazla kişinin ölmemesi için Alina'nın onunla birlikte gelmesini ve üçüncü büyüteci aramaya çıkacaklarını söyler. Alina tabii ki her ana karakterin yapacağı gibi kendini feda ederek bu teklifi kabul eder. Ama o arada Alina, Karanlıklar Efendisiyle aralarındaki bağlantıyı ortaya çıkarır ve onun gücünü kullanmaya başlar. Ortaya yeni yaratıklar çıkarmaya başlayan Alina, bu işin Karanlıklar Efendisinin ve kendinin yaşam gücünü götürdüğünü görür. O an güçsüz düşen Alina'yı muhafızları oradan kurtarır ve Apparat'ın muritleriyle beraber hepsi başkabir yere sığınırlar.

   Karanlıklar Efendisi'nin yok olmasını bazı okurların aksine çok istiyorum çünkü ondan adam olmaz. Adamın içini kötülük bürümüş. Ama yok, herif bir türlü ölmüyor. Üstelik Alina artık ışığı çağıramıyor.

       

   Bu seriyi gerçekten çok sevdim ve üçüncü kitabı sabırsızlıkla bekliyorum. Yazar ikinci kitabı öyle bitirdi ki... Galiba MARTI' yı bekleyemeyip BookDepository'ye koşacağım.