FANTASTIC BEASTS AND WHERE TO FIND THEM / FİLM YORUMU
Kasım 21, 2016Aylardır beklenen yılın olayı sonunda geldi çattı. Açıklandığı günden beri büyük bir heyecanla bekliyordum ve ilk gün sonrası yayınlanan bazı 'Hayal Kırıklığı' içerikli yorumları okuduktan sonra hafif bir moral bozukluğu yaşadım ama filmi izledikten sonra bu moral bozukluğunu mantıklı nedenlere dayandırabildim ve almam gereken zevki aldım. Sonuçta bu bir Wizarding World yapımı. İyi de olsa kötü de olsa sevmek zorundayız çünkü özledik.
Filmin ismi yayınlandığında kafalarda bir soru işareti oluştu. Çünkü bu isim bir ders kitabının ismi. Yani yazar Newt Scamander hariç karakterlerin hepsi sonradan uydurma hatta Newt hakkında bile elimizde yeterli bilgi yoktu. Tüm bunların yaratılma aşaması bana biraz zorlama geliyor çünkü Harry Potter filmleri, romanlara dayandıkları için tabi ki birer istisnalar ama bu olay tamamen, hayranlara jestten öte ticari amaçlı yapılmış gibi geliyor bana. Tamam Cursed Child'dan sonra Fantastic Beasts'le birlikte Potterhead'ler olarak bayram ettik ama bu bir yıl içinde o kadar ürün satışa çıktı ki insan sormadan edemiyor 'Nerden çıktı bütün bunlar?', özellikle romanlarda geçmeyen bir sürü şey. Evet bu film serisinin beşleme olup büyücülük dünyasının 19 yılını anlatacak olması, hep arka planda kalmış olan olayların da aydınlanması için harika bir fırsat. Birçok kişi bu filmleri hep Harry Potter evreninden bir şeyler görmek umuduyla izlemek isteyecek, ama bana kalırsa ilk filmde göremediğimiz gibi diğer filmlerde de bunu göremeyeceğiz. İşte hayal kırıklığı da burda başlıyor çünkü bizler daha fazla aksiyon, daha fazla büyü, daha fazla düello ve daha fazla karanlık güç görmek istiyoruz. Fantastic Beasts zaten bunları vadetmedi aslında çünkü adından da anlaşılacağı üzere film canavarlara odaklı. Çok fazla şey beklemek de evet, biraz haksızlık. Ama film boyunca 'Alohomora' ya da 'Reparo' dışında büyü duymadım ve asaların çarpışmaları da pek tatmin edici değildi açıkçası. (Bu yazıyı yazmadan önce bu kadar olumsuz şey yazacağım aklımın ucundan geçmezdi ama ne yapayım, hepsi kendiliğinden.)
Filmin konusuna gelecek olursak, Newt Scamander meşhur bavuluyla birlikte New York'a canavarları incelemeye geliyor ama New York'ta tanımlanamayan bir güç şehri darmaduman ediyor, arkasında ölü ve yaralılar bırakıyor. Bu sırada bavulundan birkaç canavarın kaçması ve bir Muggle'ın da onu görmesiyle Newt için maceralı günler başlıyor. Adeta 'Nerden geldim ben buraya?' ifadesini ara sıra görmüyor değiliz. Eski Seherbaz Tina, itibarını yeniden kazanmak Newt'ı MACUSA (The Magical Congress Of The United States Of America) ya şikayet ediyor ama bu arada Newt ve onu gören Muggle Jacob'ın çantaları karışmış olduğu için Newt elinde bir dolu çörekle Jacob'ı aramaya koyuluyor. Tina ve kardeşi Queenie ikisini evlerinde misafir ediyorlar ama Newt rahat durmayıp kaçan canavarlarını aramaya koyuluyor. Canavar sahnelerinde gerçekten efekte ve eğlenceye doyuyoruz. Dolu dolu biçimde birçok canavar karşımıza çıkıyor.
1924 Amerika'sında büyücü olmak gerçekten çok zor, öyle ki büyü yapan herkes gizleniyor yada güçlerini bastırıyor. Bir grup da kendini cadıları avlamaya adamış. MACUSA'da Sihir Güvenliği Başkanı Percival Greeves, şehirde dönen olaylardan dolayı bu grubun içine bir köstebek sokuyor. Aynı zamanda bir kofti olan Credence'ın görevi, bu grubun içine yerleşmiş olan karanlık gücü deşifre etmek. Senaryo zaten J.K. Rowling'in elinden çıktığı için bir şey demek düşmezmiş gibi hissediyorum ama daha fazlası olabirdi sanki. Onun dışında görsel efektler ve çekimler gerçekten harika. En azından kendinizi yeniden büyücülük dünyasının içinde buluyorsunuz. O bayıldığımız Warner Bros. amblemi ve Hedwig's Theme zaten sizi çocukluğunuza götürüyor. Ama galiba ben İngiltere dışında yer alan büyücülere pek alışamadım. Gerek Sihir Bakanlığı ve Hogwarts, gerekse biricik Diagon Alley olsun, belki de ilk orayı tanıdığım için, benim için yeri hep baş köşede.
Biraz hayal kırıklığı da olsa, beyaz perde de sihir görmek harikaydı. Hayranlar zaten koşulsuz izleyecektir, ama Harry Potter ile pek alakası olmayıp izleyecek olanlar da kısa bir araştırmayla izlese daha iyi olacak çünkü Grinderwald hakkında daha fazla bilgi edinmek, devam filmleriyle bağlantı yapmayı daha da kolaylaştırabilir. Eddie Redmayne'in de bu evrene girmesinden yaşadığım mutluluğu zaten kelimelere dökemem. Elbette farz olduğu üzere ikinci kere izlemeye gideceğim çünkü iki sene daha beklemek çok zor.
Sihirle kalın...
0 yorum